0:03 DAVID EAGLEMAN: Evrende keşfettiğimiz en karmaşık şey
0:08 İnsan Beynidir
0:13 Son 20 yıldır bu 1,4 kg.lık jölemsi nesnenin
0:18 nasıl ve ne gibi yollarla
0:21 "Biz" haline geldiğini anlamaya çalışıyorum
0:27 Duyumsadıklarımız,
0:29 bizim için önemli olanlar,
0:31 inançlarımız ve ümitlerimiz
0:33 Bizi biz yapan herşey burada olmakta...
0:42 Ve bence
0:44 asıl çözülmesi gereken gizem kesinlikle şu:
0:48 GERÇEKLİK NEDİR?
0:50 Eğer size, etrafınızı bütünüyle saran dünyanın
0:55 sadece kafanızın içinde oluşturulan bir illüzyon olduğunu söyleseydim?
1:04 Gerçek dünyanın...
1:06 bir koku yahut tada sahip olmadığını...
1:10 Sesi olmadığını?
1:16 Renksiz olduğunu söyleseydim?
1:23 Gerçekliği, dışarıda olduğu saf haliyle algılayabilseydiniz,
1:27 kesinlikle tanımlayamazdınız.
1:31 Size, beynin bilgiyi nasıl içeri aldığını,
1:36 ondan bir model oluşturmak için nasıl elekten geçirdiğini..
1:40 ve çok algıya hitap eder bir gösteriye nasıl dönüştürdüğünü
1:44 göstermek istiyorum.
1:47 BU, SİZİN GERÇEKLİĞİNİZ...
2:10 Dünyada iken duyularım,
2:12 görüntüler, sesler ve kokularla dolup taşmış haldedir.
2:15 Ve gerçekliğin etrafımda olduğu gün gibi aşikarmış gibi duruyor.
2:19 Orada biri var... Orada bir taksi
2:22 Tek yapmam gereken yönelmek
2:24 ve algılarım hepsini deneyimlememi sağlar...
2:29 Fakat bu hikayenin bir başka yüzü daha var
2:32 Size birşey göstermeme izin verin
2:36 Şu ortadaki kareye bir göz atın;
2:38 Açık renkli olanlara mı benziyor yoksa koyu renklilere mi?
2:41 Açık olana değil mi?
2:43 Eğer hareket ettirirsem şaşırabilirsiniz..
2:46 Şimdi koyu renkli kareye benziyor.
2:48 Aman Tanrım, bu aynı renk.
2:51 Ooo..
2:52 David: Şaşırtıcı değil mi?
2:53 HA HA HA! Öyle..
2:54 Farklı Kadın: AH! OH, Aman Allah'ım..
2:56 WOW. Yürü be..:) Ha ha..
2:58 Ciddi mi?
2:59 Evet. Ha Ha Ha!
3:01 Neden bir illüzyon yaşandığıyla ilgili
3:02 bir tahmininiz var mı?
3:04 Görünüşe göre ortada bir gölge var
3:06 ve bunu daha koyu bir hale getiriyor.
3:08 Bu kesinlikle doğru.
3:10 Beyniniz, ışığa ya da gölgelere aldırmadan
3:13 nesenelerin renklerini anlamaya çalışıyor.
3:17 Yani böyle görmeniz, gözünüze gelen veriden değil,
3:20 beyninizin yorumundan kaynaklanıyor.
3:22 Bu gerçekten uçuk..
3:24 Bütün bi günümü alt-üst ettin.
3:25 Ha Ha Ha!
3:28 EAGLEMAN: Bu sadece görsel bir illüzyon olmaktan
3:30 çok daha fazlası.
3:33 Bu bizler için hayati öneme sahip bir gerçekle ilgili...
3:38 Gerçeklik algılamamız, dışarıda ne olduğundan çok,
3:42 İçeride neler olduğuyla ilgilidir
3:49 Neler olup bittiğini anlamak için ilk olarak bilmemiz gereken şey,
3:52 bilginin, dış dünyadan beynimize nasıl girdiğidir.
4:00 Görüntü ve sesler, göz ve kulaklarımızdan..
4:02 içeriye akıyormuş gibi hissettirmektedir.
4:06 Fakat bir insanın kafatasından içeriye girebildiğinizi hayal edin.
4:12 Kafatasının içine girdiğinizde, ışık-ses yahut kokuların
4:15 direkt olarak içeri girmesinin bir yolu olmadığını görürsünüz.
4:26 Burası mühürlü bir odadır...
4:31 Dolayısıyla beyin karanlık ve sessiz bir konumdadır.
4:35 Tam bir izolasyon içindedir
4:40 Beyniniz dış dünyayı asla görmemesine rağmen,
4:42 siz onu bir biçimde deneyimlersiniz.
4:45 Bu doğal gelebilir,
4:47 çünkü dışa açılan göz ve kulak gibi kapılar
4:49 olduğunu düşünebiliriz.
4:52 Fakat bu geçitler görüntü ve sesleri içeriye olduğu gibi taşımaz.
4:55 Bunun yerine, ışık fotonları veya hava basıncı dalgaları..
4:58 dönüştürülerek, beyin için geçer akçe olan..
5:02 elektromanyetik sinyallere dönüştürülür.
5:09 Bu sinyaller, nöron denilen beyin hücrelerinin..
5:12 yoğun iletişim ağları boyunca taşınırlar.
5:19 İnsan beyninde 100 milyar nöron hücresi bulunmaktadır.
5:23 Ve herbiri, yaşamımızın her saniyesinde..
5:26 binlerce başka nörona..
5:29 onlarca veya yüzlerce elektriksel titreşim göndermektedir.
5:33 Ve her nasılsa, tüm bu aktivite sizin gerçeklik algınızı üreten şeydir.
5:39 Bir köpeğin havlaması olsun,
5:41 kahvenin kokusu veya günbatımının hoş bir manzarası olsun,
5:45 tüm bunlar, aynı malzeme tarafından oluşturulmaktadır;
5:50 ve bu da gerçekliğin malzemesidir...
5:59 Fakat beyin nasıl olupta bu işleyişi anlamlı birşey haline getirmektedir?
6:03 Bunu, hiç durmaksızın devam eden bilgi akışını..
6:08 eleyip dokuyarak, bir gerçeklik algısını oluşturacak..
6:10 desenleri birleştirerek yapmaktadır.
6:14 Bu, milyonlarca yıllık..
6:15 evrim sürecinin ürünü olan bir operasyondur.
6:19 O denli etkin ve güçlüdür ki
6:22 İşleyişi zahmetsiz ve son derece hızlı görünür.
6:32 Görmeyi örnek olarak alalım.
6:37 Görme işlemi öylesine doğal gelişir ki
6:40 ardındaki devasa ve sofistike mekanizmayı..
6:43 takdir edebilmek çok güçtür.
6:49 Net bir biçimde görebilmemiz için..
6:52 pek çok farklı sistemin uyum içinde çalışması gerekir.
6:55 Gereken, gözlerden ibaret değildir.
6:59 Bunu anlamanın en iyi yolu..
7:02 görme yeteneğini kaybeden ve sonrasında geri kazanma şansı yakalayan..
7:07 bir adamın sıradışı hikayesine bakmaktır.
7:13 Mike May: 3,5 yaşında iken, kimyasal bir patlama sonucu..
7:17 görme yeteneğimi kaybettim.
7:19 İşin garibi, bu çokta mühim bir şeymiş gibi gelmemişti.
7:23 Sanırım 3,5 yaşında bir çocuk olarak görüntüye dayalı dünyam,
7:28 daha ileriki yaşlarda bu yetisini kaybedenlere nispetle..
7:31 o denli önem kazanmamıştı.
7:34 Eagleman: 40 yıldan uzun bir körlük dönemi sonrası..
7:37 Mike patlamanın gözlerinde yarattığı hasarı..
7:40 düzeltebilecek, öncü bir kök hücre terapisi
7:42 ameliyatına girme şansına kavuştu.
7:46 Bandajların çıkacağı o ilk ana tanıklık etmek üzere..
7:51 kameralar oradaydı.
7:53 Mike May: Dr Goodman kornea naklini yaptı..
7:58 ve bandajları söktü.
8:01 Hepsini çıkarmayı bitirdiği o anda...
8:05 Çok yoğun bir ışık ve imaj bombardımanı hissettim.
8:11 Aman Yarabbi..!
8:13 Eagleman: Cerrahi açıdan
8:15 operasyon tam bir başarı idi...
8:17 Mike: Odanın karşı tarafında ne var??
8:19 Eagleman: Fakat Mike'a göre değildi.
8:22 Yanlış bir şeyler vardı.
8:25 Mike May: Bir anda maruz kaldığınız..
8:27 görsel veri seli bunaltıcıydı..
8:32 Beynim, "Aman Allah'ım....!" diyordu.
8:38 Demek dünya böyle işliyordu;
8:40 Her an tek bir kare resim...
8:43 Yanımızdan vızıldıyarak geçen arabalar..
8:46 Sonra önümüzde bir işaret levhası gördüm..
8:49 ve sanki doğruca ortasına yapışacakmışız gibi görünüyordu.
8:52 Gerçekte otobanın üzerinde asılı bir trafik levhası idi..
8:55 ve ona çarpmıyor, altından geçiyorduk..
8:59 ve bu daha sadece ilk saatti.
9:01 Eagleman: Mike eve vardığında durum daha kötüleşecekti.
9:05 Mike May: Eğer aşağı yukarı aynı boylarda olan..
9:08 4 sarışın çocuğu bir araya getirirseniz,
9:12 hangi ikisinin benimkiler olduğunu söyleyemem.
9:13 Gitme, henüz sana bakmayı bitirmedim..!
9:18 Eagleman: Mike'ın yeni gözleri kusursuz çalışıyor..
9:21 ve tıpkı bizimkilerin yaptığı gibi beynine sinyaller gönderiyorlardı.
9:26 Fakat oğullarını bir anlam ifade edecek surette göremiyodu.
9:31 Mike: "Yüzleri tanıymıyordum, hem de hiç..."
9:36 Eagleman: Mike tamamen kör iken..
9:38 engelli olimpiyatlarına katılan bir kayakçı idi.
9:40 Fakat ilk görerek kayma denemesi tam bir başarısızlıktı.
9:44 Mike: İlk kaydığımda derinlik algılamamdaki zorluk yüzünden
9:49 beyaz kar örtüsü üzerindeki 4 koyu renkli şeyi birbirinden ayırt edemiyordum.
9:56 Bir insanı,
9:58 bir ağacı,
10:00 gölgeyi
10:03 veya bir çukuru...
10:12 Eagleman: On yıl sonra bugün,
10:14 Mike hala etrafta gezinmek için rehber köpeğine ihtiyaç duyuyor.
10:17 Işığı ve hareketi seçip, renkleri tanımasına rağmen..
10:21 nesneler arasındaki mesafeyi ölçmekte zorlanıyor.
10:26 Hala oğullarının yüz ifadelerini..
10:30 veya bir sayfadaki sözcükleri okuyamıyor.
10:36 Mike'ın hikayesi bize..
10:39 beynin bir görsel gerçekliği oluşturabimesi için..
10:43 tüm unsurların yerli yerinde olması gerektiği ip ucunu veriyor.
10:48 Beynin bir çok bölgesi görme işleminde rol oynar.
10:51 Değişik yönlerde özelleşmişlerdir;
10:54 Hareket, sınırlar, renkler ve yüz tanıma gibi...
11:00 Bir şekilde beyin tüm bunları örerek
11:03 bizim "suret" olarak algıladığımız bir form halinde birleştirir.
11:09 Mike'ın durumunda, onlarca yıl içinde beynin görme ile ilgili bu bölgeleri
11:14 duyma ve dokunma gibi başka bazı işlemler için alınmıştır;
11:18 Yeni bir çift göz verlmesine rağmen bu bölgeler..
11:22 artık onun görebilmesi için elverişli olamamışlardı.
11:34 Beynin nasıl işlem yaptığını görmemiz için en iyi yol..
11:37 genellikle bu işleyişin bozulmasıdır.
11:43 Selam Brian
11:46 Bu yüzden nörobilimciler..
11:48 bazen kasıtlı olarak düzeni bozarlar.
11:53 Brian, California Üniversitesi'nden Alyssa Brewer tarafından..
11:56 yönetilen bir deneyin parçası.
11:59 Seni görmek güzel..
12:00 Hoşgeldin; gözlüğü denemeye hazır mısın?
12:02 OH, Hazırım...
12:03 Eagleman: Gönüllüler bu gözlüğü..
12:05 4 hafta boyunca takıyorlar
12:06 Beyinleri dünyanın yeni bir görünümü ile..
12:10 yüzleşmeye zorlanıyor.
12:11 Brewer: Gözlüğün içinde iki adet prizma var.
12:14 Tüm görsel dünyanızı alıyor ve tersine çeviriyor.
12:16 Öyle ki, normalde dünyanın sol tarafında olarak gördüğün şey
12:18 şimdi sağ tarafında olacak.
12:20 Yani, şimdi dünyada hareket ettiğinde..
12:22 cisimlerin nerede olduklarını kestirmek konusunda zorlanacaksın.
12:24 Nesneleri bir tarafta görecek..
12:26 ancak diğer taraftan onlara ulaşabileceksin.
12:29 Eagleman: Dünyanın görünüşü böyle iken..
12:33 Benim gördüğüm... Bu.!
12:36 Bu net bir değişim..
12:38 Ancak aynı zamanda dev bir zihin öğütücü...
12:44 Gözlerimden beynime akan görsel veriler..
12:47 artık sezgilerimle ortak bir anlam ifade etmiyor.
12:50 Ve debeleniyorum
12:52 Brewer: HA HA!
12:54 Hmm evet; dünya soldan sağa, tersine döndüğü için..
12:59 kavramsal olarak diğer tarafa uzanmam gerektiğini bildiğim halde..
13:03 tüm hayatım boyunca edindiğim alışkanlık
13:05 bana belirli bir yönde hareket etmem gerektiğini söylüyor.
13:08 Buna alışmak biraz zaman alacak.
13:12 Elim görüş alanında mı?
13:14 Evet, bu yönde uzanırsam tutacakmışım gibi,
13:16 Vee..bu taraf HA HA HA!
13:20 Bilinçli olarak doğrusunu yapmaya çalışsam da
13:26 alıştığım yöndeki hareketime engel olamıyorum.
13:34 HA HA! HA HA HA!
13:35 İşte yaptın, çok iyi..HA HA!
13:37 Prizma dünyasına hoşgeldin.
13:38 Evet
13:40 Tabi bu durum benim için tamamen yeni olsa da
13:43 Brian gözlüklerini 1 haftadır takıyor.
13:48 Beyni buna ne kadar uyum sağladı acaba?
13:56 Brewer: Hangi yöne gitmesi gerektiğini anlaması çok zor.
14:00 Motor sistemi ve dokunma duyusu..
14:02 onu bir yönde hareketlendirirken
14:05 görsel sistemi diğer yöne çekiyor.
14:17 Brian iyi gidiyor,
14:20 benden farklı olarak.
14:23 Gerçeklik algımı bilinçli olarak yeniden inşa etmem gerekiyor.
14:28 Bu sabah beynim, otomatik etkileşimlerine güvenebilirdi.
14:32 Fakat şimdi güvenemez.
14:35 İlginç biçimde.. terledim, başım fena dönüyor..
14:38 ve kusmak üzereyim
14:41 Oh, bir ara vermek zorundayım
14:43 Çok özür dilerim.
14:44 Şunu bir sn. çıkarmam lazım, olur mu?
14:47 Allah'ım..Bu gerçekten mide bulandırıyor...
14:53 Brewer: Yolun aşağısındaki labirente gidiyoruz.
14:55 Orada yolunuzu nasıl bulacağınıza, mekan algınıza bakalım.
15:00 David, sen bu taraftan ilerliyorsun..
15:02 Tamam..
15:03 Ve Brian, sen de..
15:05 David: OOF. HA HA HA!
15:06 Kafadan başlamaya çalışıyordum..:)
15:10 Brian kadar iyi gitmeyi nasıl başaracağım?
15:14 Sezgisel olarak ilerliyor.
15:19 Ellerime bakın..
15:22 Gördüğümle dokunduğum arasında çapraz bir bilgi alış-verişi deneyimliyorum
15:27 Aslında, tüm duyularım oyuna dahil.
15:31 Bu Brian'ın 1 haftadır yapageldiği birşey...
15:40 Bunun neticesi, onun beyni yeni görsel girdileri..
15:43 otomatik olarak dekode etmeye başlıyor.
15:51 Brian bilinçli kararlar verdiği için daha iyi yapar hale gelmiyor
15:56 Tüm gerçeklik algısı değişmekte.
16:09 Brewer: Denekleri alıp 2 hafta bu gözlükleri taktırırsanız..
16:12 1 hafta gibi bir zaman içinde,
16:15 normal davranmaya başladıklarını
16:17 Dünya ile nasıl bir etkileşimde bulunacaklarını..
16:19 anlamaya başladıklarını gördük.
16:21 Algıladıklarıyla ilişki kurmak için yeni bir yol geliştiriyor..
16:23 ve çevrelerinde yeni bir gerçeklik inşa ediyorlar.
16:25 Başlangıçta yeni sol-eski sol
16:28 ve yeni sağ-eski sağ olarak söyleyebilecekleri kavramları..
16:32 1 hafta içinde kaybederek..
16:34 hangisinin eski, hangisinin yeni olduğunu bırakıyorlar.
16:37 Ve dünyaya ait tüm mekansal harita değişiyor.
16:39 İki hafta sonunda iyi yazabilmeye, sorunsuz okumaya..
16:43 tüm gezinme işlerini daha iyi yapmaya başlıyorlar.
16:45 Gözlükleri çıkardıklarında ise 1 gün içinde normal davranışlarına dönebiliyorlar.
16:50 Eagleman: Bunun bana anlattığı şey..
16:53 Beynin dünyamızı inşa etmek için ne kadar büyük bir efor harcadığı.
16:56 Çünkü normalde, siz dünyada geziniyor ve..
16:58 dışarıda bir gerçeklik varmış gibi hissediyorsunuz.
17:03 Ancak aslında,
17:05 bu gerçekliğin oluşması için..
17:06 sahnenin arkasında büyük bir çaba gerçekleşiyor.
17:11 Görmek çok zahmetli bir çaba gerektirir
17:15 Fakat her gün bu iş için yeni elemanlar alınmakta.
17:19 Biz onlara:
17:21 Bebekler diyoruz..
17:24 Bebekler önlerindekilere dokunmak için uzandıklarında..
17:27 sadece objelerin nasıl hissettirdiğini öğrenmezler,
17:30 onları nasıl göreceklerini de öğrenirler.
17:33 Beyinlerinde yeni yollar oluşturur..
17:36 ve hayatlarının ileriki dönemleri boyunca bunları kullanırlar.
17:40 Görmek tüm bedenle ilgili bir proses olduğundan
17:46 gözümüzden gelen veriler..
17:48 çapraz referanslar alabildiğimiz sürece bir anlam ifade ederler.
17:55 Doğumdan itibaren, eğer dünya ile etkileşiminiz olmaz..
17:58 duyusal bilgilerin ne anlama geldiklerini..
18:01 geri bildirim yoluyla çözemezseniz..
18:03 teorik olarak, asla göremeyeceksiniz demektir.
18:10 Bu çapraz referanslama, olgun hale geldiğimizde dahi durmaz.
18:18 Hayatımız boyunca devam eder
18:23 Dokunduğumuz şey, nasıl gördüğümüzü etkiler.
18:30 Tatma, koku duyumuzdan etkilenir..
18:35 Görüşümüz, nasıl duyacağımızı yönlendirir
18:39 Duyularımız birbirine bağlıdır
18:42 ve gerçekliğimiz, bu bilgi akışları karşılaştırılarak inşa edilir.
18:48 Tüm bu bilgiler bir örüntü oluşturacak biçimde birleştiğinde..
18:52 "Şu an" dediğimiz şeyi algılarız
18:56 Bu yadsınamaz bir başarıdır
18:59 Fakat öyle bir faktör vardır ki bu prosesin karmaşıklığını daha da arttırır.
19:04 Zamanlama
19:08 Tüm bu bilgi akışları..
19:12 Beyin tarafından farklı hızlarla proses edilir.
19:15 Gerçekliğimizin oluşturulabilmesi için
19:17 senkronize edilmeleri gerekir.
19:22 Bununla ne kast ediyorum?
19:23 Size gösterebilmemin en kolay yolu..
19:25 burada; yarış pistinde.
19:28 Hazırlan !
19:32 Yüksek bir ses duyduğunuzda..
19:35 anında reaksiyon verebileceğinizi düşünürsünüz.
19:40 Ama veremezsiniz.
19:48 Koşucuları yavaş çekimde izlediğimizde..
19:50 tabancanın patlaması ile başlamaları arasında..
19:53 bir boşluk olduğunu görebiliriz.
20:02 Bu boşluğu olabilecek en küçük hale getirme çalışmaları yapabilirler
20:06 Fakat biyolojileri onlara bir sınır koyar.
20:10 Durdukları sesi proses etme,
20:12 ve kaslara hareket etmeleri için sinyal gönderme
20:15 saniyenin 2/10'u kadar bir süre alacaktır.
20:24 Ve bu süre gerçekten geliştirilemez.
20:29 Saniyenin binde birinin, kazanmak veya kaybetmek arasındaki farkı belirlediği bir spor için..
20:36 bu reaksiyon oldukça yavaş görünüyor.
20:41 Öyleyse neden sprinterlere start vermek için tabanca kullanıyoruz?
20:44 Herkes ışığın sesten daha hızlı hareket ettiğini bilir
20:48 Peki neden ışık kullanmıyoruz?
20:54 Size nedenini göstermek için bir test hazırladık.
20:58 Ekranın üst kısmında ışık tarafından,
21:01 Alt kısmında ise tabanca tarafından
21:03 tetiklenerek yarışa başladık.
21:07 Startımız ışık tarafından tetiklendiğinde..
21:10 daha geç reaksiyon verdiğimizi görebilirsiniz.
21:16 Proses 40 milisaniye kadar daha uzun sürer.
21:21 Neden?
21:23 Çünkü görsel sistem daha karmaşıktır.
21:28 Daha büyüktür
21:29 Beynin nerdeyse üçte birlik kısmını işleme dahil eder.
21:33 Dolayısıyla beyindeki tüm elektrik sinyalleri..
21:36 aynı hızda hareket ediyorsa da..
21:40 görmeyle ilgili olanlar daha kompleks bir prosese uğrar.
21:43 Ve bu zaman alır...
21:50 Sadece görme ve duyma değil..
21:53 her tip duyusal veri için..
21:56 proses süresi farklıdır.
22:02 Ayağınızdaki bir dokunuş..
22:06 elinizdekinden daha yavaş reaksiyon oluşturur.
22:10 Hayret verici olan ise beyninizin tüm bunları saklamasıdır.
22:18 Ellerimi çırptığımda herşey senkronize gibi görünür
22:23 Neden?
22:24 Beynimiz göz alıcı düzeltme numaraları çekmektedir.
22:28 Gerçek gibi görünmesine karşın aslında geciktirilmiş bir versiyondur.
22:32 Duyulardan gelen tüm bilgileri topladıktan sonra..
22:35 ne olduğuyla ilgili bir hikaye sunar.
22:39 Ve bu sizin geçmişte yaşadığınız anlamına gelir.
22:42 Şu an gerçekleşmekte olduğunu düşündüğünüz şey..
22:45 çoktan olup bitmiştir.
22:48 Tüm bu duyusal verilerden bir gerçeklik peydah etmek için..
22:52 beyniniz yarım saniye gibi bir süreye ihtiyaç duyar.
22:56 Bu birşeyin olması ile sizin onu farketmeniz arasındaki aşılamaz boşluktur.
23:05 O yarım saniye içinde,
23:08 pek çok şey halledilmelidir.
23:15 Bazen şu ya da bu fonksiyon için..
23:18 beyinde bir nokta olduğunu farz etmek kolaydır.
23:22 Hafıza, cömertlik veya empati için birer bölge gibi
23:26 Fakat gerçekte beynin devasa iletişim ağları..
23:28 bundan çok daha komplekstir.
23:30 Beyni bir şehir gibi düşünün...
23:40 Eğer bir şehre yukarıdan bakar ve..
23:43 "Ekonomi nerede yer alıyor?" diye sorarsanız
23:46 buna tek bir cevabın olmadığını anlarsınız.
23:48 Bunun yerine ekonomi tüm elementlerin bir etkileşimi olarak su yüzüne çıkar.
23:57 Gerçeklik için de bu böyledir.
24:00 Algıların işlenmemiş verileri..
24:02 duyu alıcılarınız tarafından toplanır,
24:08 elektriksel sinyallere dönüştürülür.
24:10 ve beyinlerimizde nöronların süper otobanlarında taşınırlar.
24:16 İşlenerek "gerçekliğimiz" haline gelirler.
24:22 Beyin şehrinin bazı bölgeleri görsellik için özelleşmiştir
24:26 Başka bölümler duymayla ilgilenir
24:28 bazıları da dokunma ve bunun gibi...
24:33 Görme gibi tek bir duyunun içinde dahi
24:36 renkler yahut sınırlar ya da hareketler için özelleşmiş caddeler bulunur.
24:46 Fakat tıpkı bir şehirdeki gibi,
24:49 hiçbir komşu bölüm izolasyon içinde işlem görmez.
24:52 Bunun yerine bir şehrin hayatı
24:56 farklı ölçekteki bölümlerin etkileşimine dayalıdır
24:59 ve her nasılsa bütün bu etkileşimden
25:03 sizin kişisel gerçekliğiniz açığa çıkar.
25:11 Gerçeklik beynin nihai ürünüdür.
25:15 Duyularımızdan gelen tüm veri akışı kullanılarak üretilir
25:19 Ancak onlarla kayıtlı değildir.
25:22 Nasıl biliyoruz?
25:23 Çünkü hepsini alsanız dahi,
25:26 Gerçeklik durmaz
25:30 Daha da garipleşir...
25:36 Burası Alkadraz...
25:40 İzolasyon esası üzerine inşa edilmiş bir hapishane
25:46 Mahkumlar ve toplumun geri kalanı arasında..
25:49 sadece taş duvarlar yok..
25:52 San Francisco Körfezi'nin soğuk, tehlikeli suları da var.
25:59 Mahkumlar, tamamen ve kasıtlı olarak tecrit edilmiş
26:08 ve bu hapishanede öyle bir yer vardı ki..
26:10 bu tecrit daha da ileri gidiyordu.
26:19 Burası "delik".. buraya yollanan tutuklular..
26:22 dış dünyadan bütünüyle izole ediliyorlardı.
26:25 İnsanlarla iletişimleri kesiliyordu,
26:28 İçeride ses yoktu.. Işık yoktu...
26:33 Robert Luke, 1954'te silahlı soygun suçundan Alkadraz'a gönderilmişti.
26:39 "Soğuk Mavi" Luke lakabıyla tanınıyordu
26:44 LUKE: Herkes karanlık deliği bilirdi..
26:47 Karanlık Delik kötü bir yerdi
26:52 Bazıları onu kaldıramadılar
26:54 Demek istediğim, orada oldukları bir kaç gün içinde
26:56 kafalarını duvarlara vuruyorlardı.
26:59 Hücresini kırıp dökmek suçundan..
27:02 Luke, tam 29 gün boyunca delik cezasına çarptırıldı.
27:08 Luke: İçeri girdiğinizde nasıl davranacağınızı bilemezdiniz.
27:12 Öğrenmek de istemezdiniz...
27:14 O kapıyı kapattıkları anda
27:18 Hiç birşey kalmadı..
27:20 Zifiri karanlıktı...
27:23 Eagleman: Fakat uzun süre böyle kalmadı.
27:28 Luke'un input (girdi/veri) açlığıyla kıvranan beyni..
27:31 kendi gerçekliğini üretmeye başladı.
27:36 Luke: O sanrılara girdiğimi anımsıyorum..
27:39 Birinde bir uçurtma uçuruyordum..
27:44 cidden gerçek gibiydi..
27:47 fakat tamamen kafamın içindeydi.
27:50 Luke'un hissettikleri, aynı koşullar altında tutulan..
27:52 başka mahkumlar tarafından da rapor edilmişti.
28:01 Yeni duyusal verilerin yoksunluğunda..
28:04 rüya veya hayal görmenin çok ötesine gittiklerini söylemişlerdi.
28:08 Sadece görüntüler düşlemiyor..
28:12 görüyorlardı
28:17 Bu deliller bizi konunun kalbine götürmekte;
28:21 Dış dünya ile beyin ve bizlerin..
28:24 "gerçek" dediğimiz şeyler arasındaki ilişkiye...
28:29 Anlamak için, görsel sistemin derinliklerine inmeliyiz.
28:37 Bu Talamus,
28:39 Beynin en önemli kavşaklarından biri
28:42 Duyusal verilerin çoğu, beynin dış yüzeyindeki Korteks'e giderken
28:46 buraya uğrayarak geçer.
28:49 Dolayısıyla, gözlerden toplanan veri, görsel kortekse uğramadan..
28:53 önce burada durur.
28:56 Bu durumda talamustan görsel kortekse yoğun bir bilgi akışı..
29:01 beklenebilir ve vardır da..
29:04 Fakat aksi istikamette bunun 6 katı bir trafik söz konusudur..
29:10 ve bu gözlerden gelen verileri bastırır.
29:18 Bu da her anımızda, "görme" olarak deneyimlediğimiz şeyin,
29:23 dışarıdan gözlerimize gelen ışık akışından çok..
29:27 zaten kafamızın içinde olan şeylerden kaynaklandığına işaret eder.
29:33 Beyinler dışsal verilerin çapasından kurtuldukları zaman bile,
29:36 kendi tasvirlerini yoktan var etmeye devam ederler.
29:39 Diğer bir deyişle,
29:41 Dünyayı ortadan kaldırın; gösteri devam eder...
29:47 Hepimiz, bu içsel olarak üretilen gerçekliğe sahibiz.
29:52 Akıl almaz gelebilir ama..
29:54 Bu dünya beyninizin içinde yaşıyor.
30:01 Hislerimizden gelen bilgiyle sürekli olarak güncelleniyor,
30:05 Fakat zaman zaman deneyimlediklerimiz
30:07 gerçekte dışarıda olmayan şeyler.
30:11 Bunun yerine, muhteşem biçimde yorumlanmış bir simulasyon.
30:16 Bu, dünyayı nasıl gördüğünüzü anlamanın
30:19 şaşırtıcı bir yolu...
30:21 Buna Internal (İçsel) Model deniyor.
30:25 ve bu işlev yeteneğimiz bakımından hayati...
30:30 Şehrin caddelerinde gezinirken, detaylara bakmam gerekmeksizin
30:33 nesnelerin ne olduğunu otomatik olarak biliyorum gibi görünüyor.
30:37 Örneğin bu dikdörtgen şekilli, metalik şeyin ne olduğunu bilmek için..
30:39 detayları çözmem gerekmiyor.
30:42 Yahut şu arkamda duran dev, yeşil, kabarık şeyi
30:45 Ya da şu yansıtıcı camları olan devasa şeyi
30:49 yahut bu 4 uzantıya sahip şeyi.
30:52 Beynim gördükleri hakkında varsayımlarda bulunuyor.
30:55 Bunu yaparken de temel olarak İçsel Model'imi kullanıyor.
30:58 Bu modelse, şehrin caddelerinde yıllar yılı yaptığım gezintilerden edindiğim tecrübeyle inşa oluyor..
31:03 tıpkı bunun gibi.
31:04 Duyularımı kullanıp, her bir anı tırmalayarak gerçekliğimi yeninden inşa etmek yerine..
31:10 Çoktan oluşturduğum bir model ile karşılaştırmak üzere
31:14 duyusal verilere bakıyorum.
31:17 Güncelliyorum,
31:19 rafine ediyor, düzeltiyorum.
31:23 Beyinlerimiz bunu yapmakta o kadar iyidir ki
31:25 normalde bunun farkında değilizdir.
31:28 Fakat bazen, çok belirgin koşullarda..
31:32 prosesi iş başında iken yakalayabiliriz.
31:36 Şu içi boş, Einstein maskına bakın.
31:41 Beyniniz onun size doğru çıkıntı yaptığını söyülüyor
31:46 ve siz bunun bir illüzyon olduğunu bilmenize rağmen
31:50 aldanmadan edemiyorsunuz.
31:56 Bu gözlerinizden gelen işlenmemiş veri değil.
32:01 Gördüğünüz şey; internal model..
32:06 Internal Model'iniz hayat boyu bir deneyimle,
32:10 dışa doğru çıkıntı yapmakta olan yüzler ile inşa olmuştur.
32:14 Böyle aldatıcı bir yüzle karşılaştığınızda,
32:17 beyninizdeki modeliniz görmeyi beklediği şeyi görür.
32:24 Görsel korteks içsel beklentilerini Talamus'a yollar.
32:29 Talamus ise bunları gözlerden gelenlerle karşılaştırır.
32:35 Bu ikisi arasındaki fark Talamus tarafından geri gönderilir
32:41 Böylece Korteks, modelini güncelleyebilir.
32:49 Dış dünyanın, biz hareket ettiğimiz zaman bile..
32:53 stabil olarak kalabilmesini İçsel Model'e borçluyuz.
32:59 Ne demek istediğimi göstermeme izin verin
33:02 Arkamdaki manzarayı gerçekten sevdiğimi farz edin..
33:05 ve daha sonra yeniden bakabilmek için kaydettiğimi düşünün
33:09 Bu sebeple görüntüyü videoya çekeceğim ve..
33:12 ve tüm binaları alıyorum..
33:15 tamam, şimdi geri sarıp oynatıyorum..
33:18 Sürpriz olmayan biçimde; videonun neticesi mide bulandırıcı
33:25 Binalara bakarken gözlerim de aynı kesik kesik hareketler içinde olmasına rağmen
33:31 bu video neden böyle berbat görünüyor..
33:35 Genellikle farkında olmasanız dahi..
33:38 gözleriniz saniyede 4 kez kadar hareket yaparlar
33:42 Fakat içsel modeliniz dışarıdaki dünyanın durağan olduğu varsayımı ile çalıştığından..
33:48 gözlerim bir video çekmiyorlar
33:50 Basitçe, data parçaları toparlayarak..
33:52 zaten kafamın içinde olan şehri güncelliyorlar.
33:58 İçsel bir modelin olması çevremi anlamlandırmama yardımcı oluyor
34:03 ve bu da dünyayı keşfetmemdeki birincil işlevi...
34:10 Beyin tüm detayları toplama zahmetine girmez
34:13 bizi götürecek kadarıyla yetinir.
34:16 Fakat herşeyi gördüğümüz hissini uyandıracak..
34:21 oyunlarla aldatmacalar yapar
34:24 Bir başka meşhur deney bunu gösteriyor...
34:31 1960'lı yıllarda, Rus Psikolog Yarbus bir deney için,
34:36 "Beklenmedik Ziyaretçi" adlı bu tabloyu kullandı.
34:41 Onu ilk kez gören gönüllülerin göz hareketlerini..
34:44 takip etmek için bir yol tasarladı.
34:49 -Selam Jennifer -Merhaba
34:50 Bu gözlüğü takmanı isteyeceğim
34:53 Yarbus'un yaptığını tekrarlayacağız
34:57 Gönüllülerimin resmi incelemek için birkaç saniyesi var
35:04 Dina, bu resme bakmanı ve..
35:06 sahnede neler olup bittiğini çözmeni istiyorum
35:09 Her deneğin gözlerinin nereye gittiğini..
35:12 gerçek zamanlı olarak izleyebliriz.
35:17 Resimde neler olduğunu düşünüyorsun?
35:19 Jennifer: Kahverengili adamın..
35:21 beklenmedik ziyaretçi olduğunu düşünüyorum
35:23 Kısa bir bakış beynin resmi modellemesi için yeterli.
35:26 Ancak bu model ne denli detaylı?
35:31 Kaç çocuk vardı?
35:32 2 tane mi? Tamam
35:34 Resme dönelim ve soruyu tekrar edelim
35:36 Oh, epey farklı..
35:38 Kaç çocuk var?
35:39 3 diye görüyorum.
35:41 Resmi gören herkes..
35:43 içinde neler olduğunu bildiklerini düşünüyorlardı.
35:45 Fakat kesinlik isteyen sorularım..
35:48 detaylar gereksiz olduğu için..
35:50 beynin asla doldurmadığı boşlukları gözler önüne seriyor.
35:55 Evin duvarında kaç resim vardı?
35:57 Belki 2 yahut 3 Tamam
35:59 Resme bak ve soruyu tekrar cevapla
36:02 Oh tanrım, milyon tane var..
36:03 Bir harita, bir tane daha
36:04 diğer duvarda 7 tane, küçük bir tane daha ve harita..
36:08 OK, bir ton var
36:10 Bu beynin bir başarısızlığı değil
36:13 Beyin, dünyanın mükemmel bir simülasyonunu üretmeye çalışmaz.
36:18 İçsel Model acilen bir tahmin oluşturur,
36:22 "Bilinmesi gerekli olan" temeline detaylar sonradan eklenir
36:27 Resme ilk kez baktığınızda..
36:29 neler olup bittiğinin kabataslak halini gördünüz..
36:33 Size kesin sorular sorduğumda ise..
36:35 dikkatinizi resmin spesifik noktalarına odaklayarak baktınız.
36:40 Ancak bu şekilde gerçekten görmeniz mümkün olabildi.
36:44 Yani gözlerinizi bir objeye çevirmeniz..
36:47 onu görme garantisi vermez..
36:51 Fakat herhangi bir resme, kişiye yahut şeye..
36:54 baktığımızda, her zaman olan farklı bir şey daha var.
37:00 Ne zaman, neye bakarsak bakalım...
37:05 Etrafımızdaki dünyayı tanımlamak için kullandığımız..
37:09 belli başlı vasıflardan biri olarak "renk" kavramını düşünebiliriz.
37:12 Sonuçta renk her yerdedir.
37:15 Ancak şaşırtıcı olan şey şu..
37:17 gerçekte dış dünyada..
37:21 renk yoktur.
37:26 Elektro manyetik radyasyon bir objeye çarptığında..
37:29 bir kısmı sekerek gözlerimiz tarafından yakalanır.
37:34 Dalga boylarının milyonlarca kombinasyonu arasındaki farkı ayırt edebiliriz..
37:40 fakat bu sadece kafalarımızın içindedir ve her biri "renk" haline gelir.
37:47 Şu gerçeği de ekleyelim ki, bizim tesbit edebildiğimiz dalga boyları..
37:52 dışarıda olanların sadece küçük bir kısmıdır.
37:58 Gerçekliği, duyularınızın size sunduğu şelkliyle deneyimlersiniz.
38:02 Dolayısıyla işlerin bir hayli değişik olabileceğini genellikle farketmesiniz.
38:06 Şu ana dek konuştuklarımız ışığın görülebilir spektrumu dediğimiz şeyle ilgili idi.
38:12 Bu bizim kızıl-mor arası diye adlandrığımız,
38:15 dalga boyları arasındaki skalada çalışır.
38:21 Elektromanyetik dalga spektrumu içinde bunun,
38:24 minicik bir bölüm olduğu ortaya çıkar.
38:29 Aslında, 1/10,000,000,000'dan az bir bölümü...
38:33 Yani geri kalan; radyo dalgaları, mikro dalgalar..
38:37 x-ışınları, gama ışınları gibi tüm dalgalar..
38:39 tam şu anda bedenimizden akıp geçerken..
38:42 bunlardan tamamen bihaberiz.
38:46 Çünkü bunları yakalayacak, özelleşmiş biyolojik alıcılarımız yoktur.
38:50 Öyleyse bu, gerçekliğin görebildiğimiz kısmının..
38:54 tamamen biyolojimiz tarafından sınırlandığını gösterir.
38:58 Bu yalnızca görme için geçerli değildir..
39:02 Tüm duyularımız, dışarıdaki bilginin sadece küçük bir parçasını alır.
39:13 Öyle ki bir köpek için tüm dünyayla ilişki..
39:16 benim algılayamadığım koku moleküllerine ayarlıdır.
39:20 Onun koku deneyimi, benim görsel deneyimim kadar zengindir.
39:27 Kenenin kör ve sağır dünyasında..
39:30 mühim olan sinyaller ısı ve bedenin kötü kokularıdır.
39:35 Mağara yarasaları için herşey,
39:38 ses yankılanmasından yön bulmalarını sağlayan basınç dalgalarıdır.
39:44 Ancak hiçbiri, dışarıda gerçekte var olan dünyaya dair..
39:49 objektif bir deneyime sahip değildir.
39:51 Her canlı sadece algılamak üzere evrimleştiği şeyi algılar.
40:00 Bu sadece türler arasındaki farklarla ilgili değildir.
40:03 Eğer her birimiz beynimizin içinde inşa edilen kişisel bir gerçekliği deneyimliyorsak..
40:09 benim gerçekliğimin, tümüyle sizinki gibi olduğunu nereden bilebilirim?
40:14 Çoğu zaman aynı hatlarda işliyormuş gibi görünmemize rağmen..
40:19 Gökyüzünün mavi olduğu konusunda anlaşmış görünsekte,
40:24 Bir köpeğin havlama sesi ikimizde de aynı reaksiyonu
40:29 oluşturuyor gibi görünse de..
40:36 Fakat algıları bizimkinden ölçülebilecek derecede farklı olan..
40:40 küçük bir insan gurubu vardır..
40:44 Kadın: Ne zaman bir harf yahut rakam görsem..
40:48 veya bir sözcüğü düşünsem ya da birinin ismini söylesem,
40:52 buna bir çok renk eşlik ediyor.
40:54 Hannah incelediğim, sinestezisi olan 6000 kişiden biri.
41:02 Sinestezi üstünde çalışmamın nedeni..
41:04 bir başkasının gerçekliğinin benimkinden farklı olduğunu..
41:07 bariz biçimde gösteren nadir durumlardan biri oluşu.
41:10 Dünyayı algılayışımız konusunda herkesin aynı..
41:13 olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
41:17 Hannah: Zihnimde her bir harfi kendi rengi ile eşleştiriyorum.
41:22 Yani örneğin,
41:23 "A" harfi her zaman kırmızı,
41:26 "B" her zaman mavi,
41:28 "C" hep portakal rengi.
41:30 hiç değişmiyorlar,
41:32 Ama ilginç olan şu ki; sözcüklere dönüştüklerinde..
41:36 farklı sıralanışlarda renklerin yapılanması değişiyor.
41:41 Örneğin "Hannah" sözcüğünde (ismim)
41:45 Günbatımı gibi görünüyor.
41:49 Sarı ile başlayıp kırmızıya dönüşen, sonra açılıp bulutsu bir renk alan..
41:55 ve tekrar kırmızıya ve sarıya dönen bir görünüm.
42:04 Bu durum basitçe, beyindeki tüm duyusal bilginin..
42:10 aynı malzemeden yapılmış olmasından kaynaklanıyor :
42:15 Elektrokimyasal sinyaller.
42:20 Sinestezi beynin duyusal bölgeleri arasındaki..
42:23 sinyal karışmasının bir sonucudur.
42:28 Şehrin mahalleleri arasındaki belli belirsiz sınırları düşünün.
42:33 Sinestezi bize, beyindeki çok küçük değişikliklerin..
42:37 değişik realitelere yol açabileceğini gösteriyor.
42:43 Sinestezinin farklı türleri vardır.
42:48 Bazı kimseler haftanın günlerinin uzayda belirli bir yerleri olduğunu algılar..
42:53 Bazıları kelimeleri tadar..
42:55 diğerleri müziği görür..
42:57 Böyle bir deneyim yaşayan biri ile her karşılaşmamda..
43:01 gerçeklik deneyimimizin kişiden kişiye, beyinden beyine
43:06 oldukça farklılık gösterebileceğini hatırlamış oluyorum.
43:11 Toplumun küçük bir kesimi için bu farklılık..
43:14 aşırı ve dehşet verici olabilir.
43:20 Gece rüya görmenin nasıl birşey olduğunu hepimiz biliriz..
43:24 Bizi, bazen acı verici de olabilen yolculuklara çıkaran..
43:27 tuhaf, davetsiz düşünceler...
43:30 Ama uyandığımızda "Tamam, o bir rüya idi"; "Bu ise uyanık yaşamım" diye ayırt edebilecek kadar şanslıyız.
43:40 Fakat bu ikisi giderek birbirine karıştığında
43:45 ve birbirinden ayırt etmek git gide zorlaştığında..
43:48 nasıl olabileceğini hayal edin.
43:51 Kadın: Evlerin benimle iletişim kurduğunu hissediyordum
43:56 "Sen özelsin", "Sen çok kötüsün", "Tövbe et", "Dur", "Git"
44:03 Bunları sözcüler olarak değil
44:05 kafama sokulmuş düşünceler olarak duyardım.
44:07 Fakat benim düşüncelerim değil evlerin düşünceleri olduğunu bilirdim.
44:10 Bu patlamaların beynimde ateşlendiğini düşünüyor..
44:14 ve sadece bana değil diğer insanlara da zarar verebileceğinden korkuyorum.
44:17 Bir keresinde beynimin eriyip, kulaklarımdan çıkarak insanları boğacağını hayal ettim.
44:23 Ne...? Bu da ne böyle..?!!
44:26 Elyn Saks Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde Hukuk Profesörü
44:31 16 yaşından bu yana şizofrenik geçişler yaşıyor.
44:38 Saks: Bu korkutucu...Bu önceden tahmin edilemeyen
44:43 Bu bir yönüyle ilginç çünkü psikotik semptomlarla ilgili farklı teoriler var.
44:47 Bazılarına göre bu sadece nöronların rastgele ateşlenmesi.
44:50 Zihinsel realiteniz konusunda gerçeği söylediklerini düşünüyorum.
44:53 Yani düşüncelerimle, yüzbinlerce insanı öldürdüm dediğimde..
44:55 bu "kendimi kötü biri olarak hissediyorum" demenin..
44:58 kadim ve abartılı bir yolu.
45:04 Şizofreni hala tam olarak anlaşılmış değil.
45:07 Fakat beyindeki sinyal alış-verişlerinde problemlere neden olan..
45:11 kimyasal dengesizlikleri içeriyor.
45:21 Terapi ve ilaç tedavisi sayesinde
45:24 25 yıldan uzun süredir seminer ve derslerine devam edebiliyor.
45:32 En kötü psikotik geçişlerinizin birinin dibinde iken..
45:37 bunu gerçek olarak kabul ettiğiniz oldu mu?
45:39 Gerçekten olduğuna inandım.
45:40 Oluyordu ve korkunçtu.
45:42 Uyanık kabus görmek gibiydi.
45:44 Karışıklık, tuhaf imajlar, şiddet, dehşet...
45:47 Kimsenin yaşamasını istemezdim.
45:49 Bununla beraber"herkesin gerçeği oluşturulmuştur" değil mi?
45:55 Onu inançlarınızın, değerlerinizin, sorunlarınızın filtresinden geçirirsiniz.
46:02 Bu mental rahatsızlığı olan veya olmayan herkes için doğrudur.
46:05 Bu bütünüyle bir spektrum...
46:10 Realite kişiden kişiye farklılık gösterir.
46:15 Bundan da ötesi anbean değişir.
46:20 Yaşamlarımızda öyle anlar vardır ki..
46:22 yoğunlaşmış ve derinleşmiş görünebilir.
46:29 Hepimizin sabitliği konusunda uzlaştığı
46:33 ve asla değişmemesi gereken..
46:35 bir şey dahi esnetilip bozulabilir
46:40 Zamandan söz ediyorum.
46:49 Zaman, nadiren hesaba katmadığımız bir şeydir..
46:53 Ancak beynimizin zamanı deneyimlemesi çoğu kez oldukça gariptir.
46:58 Bazı durumlarda zaman eşit bir hızda akmıyormuş gibi algılanabilir
47:03 Bazen daha hızlı veya daha yavaş akar
47:10 8 yaşında iken, aşağı yukarı bu yükseklikteki bir evin çatısından düştüm
47:14 ve düşüş bana çok uzun sürmüş gibi geldi...
47:22 Ama lise çağına geldiğimde fizik öğrendim ve..
47:26 düşüşün gerçekte ne kadar sürmüş olduğunu hesapladım
47:29 ve sadece saniyenin 8/10'u kadar olduğu ortaya çıktı
47:33 Bu beni, neden bu kadar uzunmuş gibi geldiğini araştırmaya
47:38 ve bu olayın gerçeklik algımız hakkında ne anlattığını bulmaya itti.
47:44 Pek çok insan dehşet anında bu hisleri yaşadığını ifade etmiştir.
47:50 Profesyonel wingsuit pilotu Jeb Corliss bunu extreme bir yoldan deneyimledi.
47:56 Adam : Nasıl gidiyor Jeb? OK.
47:59 Hayatını bu işten kazandığı için, anlattığı olay bir çok kamera tarafından kaydedildi..
48:10 Jeb : O gün, bir hedefe nişan almak istedim
48:15 geçerken çarpmak üzere bir dizi balon gibi.
48:23 Balonlara doğru uçuyordum...
48:27 ve siyah balona çarpmak üzere gelirken,
48:30 hata yaptım.
48:39 Granit kaya bloğuna
48:43 saatte 200 km hızla çarptım.
48:49 Eagleman: Jeb'in kayalığa çarpması ile..
48:53 paraşütünün ipini çekmesi arasında 6 saniye geçti
48:57 Düşüşte bacağı ve her iki ayak bileği kırıldı.
49:06 Jeb'in perspektifinden
49:08 o altı saniye çok uzun sürdü
49:16 Jeb: İki seçeneğiniz vardı..
49:18 birinde ipi çekemezsiniz ve anında ölürsünüz
49:24 çok çabuk, kısmen acısız, hızlı bir ölüm
49:28 yahut çekebilirsiniz, başınızın üstünde bir paraşütle
49:33 ikinci bir defa çakılırsınız..
49:35 kurtarılmayı beklerken kan kaybından ölürsünüz.
49:38 Bu iki ayrı düşünce prosesi
49:41 anlık gibi geliyor.
49:45 Bu işlemi çok hızlı yaptığınızı hissederken
49:47 bunun dışında kalan tüm algıladıklarınızın yavaşladığını görüyorsunuz.
49:51 Herşey esneyerek genişliyor.
49:56 Jeb'in beyninde gerçekte ne oluyordu?
50:01 Bulmak için bir deney tertipledim
50:05 Deneklerdeki aşırı korkuyu tetiklemek için
50:09 50 metre yüksekten boşluğa bırakmak üzerine kuruluydu.
50:15 Bileklerine bağlı bir dijital gösterge ile düştüler.
50:18 Göstergenin rakamları insan görüşünün normalde yakalayamayacağı
50:23 hızda değişiyordu.
50:25 Eğer algısal zaman yavaşladıysa
50:28 rakamları okumayı başarabileceklerdi.
50:30 Fakat kimse yapamadı.
50:34 Öyleyse Jeb neden kazayı yavaş çekimde olmuş gibi anımsıyor?
50:45 Jeb Corliss: Daha önce hiç yaşamadığım düzeyde
50:48 bir zaman bozunumu idi.
50:50 Daha sonraları kurtarma operasyonunun 2,5 saat kadar sürdüğünü öğrendim.
50:53 Fakat o zaman bana haftalar gibi gelmişti.
50:56 Dakikalar, saatler hatta günler gibi hissettirmemişti.
51:00 Küçük sonsuzluklar gibi hissettirdi.
51:02 Ebediyen gibi hissettirdi.
51:07 Cevap anılarımızın nasıl oluştuğunda yatmakta gibi görünüyor.
51:12 Kritik bir durumda, beynin amygdala diye adlandırılan bölgesi vitesi en yükseğe atar
51:18 Beynin geri kalanının kaynaklarına el koyarak
51:22 herşeyi eldeki duruma uymaya zorlar.
51:27 Amigdala aksiyonda iken hatıralar
51:30 normal koşullardakinden çok daha detaylı etiketlenirler.
51:39 Bu hatıralar daha zengin ve parlaktır.
51:42 Eğer bir daha benzer bir durumda kalırsanız,
51:45 elinizin altında, nasıl hayatta kalacağınıza dair daha fazla bilgi olacaktır.
51:52 Fakat bunun çok enteresan bir sonucu vardır:
51:54 Olaylar hafızanızda yeniden canlandığında
51:57 çok daha uzun bir zaman alıyormuş gibi görünürler.
52:10 Jeb'in zaman bozunumu
52:12 geçmişe bakıldığında cereyan eden birşey.
52:16 Kendi gerçekliğinin hikayesini yazan hafızanın bir oyunu.
52:29 Beyin evrenin en büyük öykü yazarıdır.
52:34 Beynimizin bize her sunduğuna inanırız.
52:38 Bize bahşedilen gerçeklik
52:41 dünyayı değerlendirmek konusundaki yoğun eğitimi gerektirir.
52:46 Duyusal verileri işlemek zaman aldığından
52:50 geçmişte yaşarız.
52:55 ve tüm bu bilgi, nihayetinde..
52:57 tasniflenmiş, eşlenmiş, yorumlanmış ve paketlenmiş..
53:01 elektrokimyasal sinyaller olduğu için..
53:05 gerçeklik kafamızın içinde yaratılan bir şeydir.
53:15 Beynimiz gerçekliğimizi, duyularımızdan damla damla..
53:20 aldığı sınırlı bilgiyi kullanarak şekillendirmekte.
53:23 Ve bu sızıntıdan dünyamız hakkında bir öykü anlatmakta
53:27 Her beynin farklı bir anlatım yapması olası
53:33 Ve gezegende gezinen 7 milyar insan beyni...
53:39 trilyonlarca hayvan beyni...
53:42 hiç biri bütün resme erişim şansına sahip değil
53:49 her bir beyin bizi saran dünyanın,
53:52 kendine ait eşsiz bir modelini taşıyor
53:56 Deneyimlediğimiz bu...
53:59 Seçim hakkımız yok.
54:05 Öyleyse hakikat nedir?
54:07 Beyniniz ne olduğunu söylüyor ise o...
54:12 "The Brain" in gelecek bölümünde
54:18 Sizi "Siz" yapan Nedir?
54:27 Çeviri: Gürhan Yolsal